Nutuk : Muharrem Hilmi (Kösetürkmen) Efendi Hazretleri
Beste : Sebilci Hüseyin Efendi
Makam : Nihavend
Usul : Sofyan
Okuyan : Sebilci Hüseyin Efendi

Âlem-i dilde aceb﻿ kâşânemiz var bizim 
Cân atar şem'-i dile pervânemiz var bizim

Vakt-i seherde açılır âşık-ı sâdıklara 
Bâde dolu aşk ile meyhânemiz var bizim 

Şeb olunca çekiliriz kûşe-i inzivâyâ 
Sohbet-i dildâr için gamhânemiz var bizim

Rindmeşrep dü cihânı terk eden abdâl gibi 
İklîm-i dili gezen divânemiz var bizim 

Âlem-i kalbe sefer et Sırrîyâ gör hikmeti 
Sun'-i Hakk'la bir imârethânemiz var bizim

Bu nutk-i şerîfi diğer bir ses kaydı ile birlikte şuraya da kaydettik : 
http://defter-i-ussak.blogspot.com.tr/2017/01/alem-i-dilde-aceb-kasanemiz-var-bizim.html

Âlem-i Dilde Aceb Kâşânemiz Var Bizim - Nihâvend ilahi

Verse 1

Son demindeyiz hayatın yıllar sanki fragman
savur bandı,cadı kazanı gramla gamdan
Cinayetin premieri kırmızı halı kandan
Susuyorduk çünkü cılızdı yongam
Tırmalıyordu gövdemi şehrin tabelası
Mutlaka bir ihanet bekliyorduk
Serseri tebessüm dinmiyordu
Bekliyorduk
Araba hızlanıyordu bekliyorduk
Sen yoksan intiharlar sevilir memlekette
Kahır yüklü karavan eflatun bordo
Çığlık atma ses verme 
Soğuk banyo
Seni boğar kafamdaki deli bando
İçimiz ceset kokar sakın korkma
Geçtiğimiz bütün caddelere salıncaklar
Çiçekçi'nin müdavimi olmuşken birden
Oturduğumuz o yerlere kurulcaklar






Verse 2

Bataklığın arkasındaydı muşambalı
Felaketler bekliyordu silahları beline kuşanıp
Her ihtimale karşı tedarikliydi 
Sen hariç,evde oturup bir hayli tedirgindik
Sonra kapı çaldı çay koyduk en demlisinden
Körfezler getirdik dizine en suskunundan
Rüyalarını ertele
Atla yüksek mertebeden
Bağır derinden en derinden bitti serüven

Ölüyorduk farketmiyordun
İhtiyar farketmiyordu
Nefreti nakletmiyordu
Uykuyu bahşetmiyordun
Kente döndüm gelmiyordun
Otobüs kalkıyordu

Şimdi gitmeliyiz belki de hep belkiler
Omzuma dokun konuş soğuk telkinler
Yine gelip kaldırımlarda suskunca delirsem
Olduğu yerde ölümü bekler sanılan belkiler

Tedirgin (Produced By İtaat )

sığındım cenab-ı rabb-ül âleme
muhammed mustafa imdada yetiş
düldüle binerek zülfikarınla
aliyyül murtezâ imdâda yetiş

hatice ananın vardım köşküne
himmetini eksik etmez düşküne
şehid olan on dört masum aşkına
fatıma-tüz zehrâ imdâda yetiş

zehr-i elem içtim ben de âkıbet
hasan hulk-ı rıza eyler inayet
gam çölüne düştüm aman mürüvvet
hüseyn-i kerbelâ imdâda yetiş

sitem kılıcıyla bin pâre oldum
zeynel âbidini müncidir bildim
dünya gurbetinde bi-vâye kaldım
bâkır-ül evliyâ imdâda yetiş

cafer-üs sadıktır muratlar veren
musâ-yı kâzımdır yaramı saran
çağırdığım yerde âniden eren
imam musa rıza imdâda yetiş

kâzım baba olmuş sâil-i mutlâk
niyazımız kabul eyler zât-ı hak
gerçeklerden gayrı kimsem var mı bak
mehdi sahip-hiva imdâda yetiş

sığındım cenab-ı rabb-ül âleme

Diz Dize

Mem Ararat - Quling,Ewr Û Baran (ORJ - NAL KAYIT)

Maksadı âşıkların vâsıl-ı cânân olur
İsmini yâd eylese vâlih-i hayrân olur
Hak vere cünbüşlerin afv ede kem işlerin
Menzili dervişlerin kûşe-i vîrân olur
Kılsa tecellî ezel vuslata erişe er
Kâfire kılsa nazar mazhar-ı îmân olur
Fânî cihânda kesil âyine-i kalbini sil
Arsa-i mahşerde bil bir ulu dîvân olur
Mürşîdi hem kim görür hazreti Hakk’ı görür
İlm-i ledünnü okur sâhib-i irfân olur
Aşk ile kim âh ede, kalbini agâh ede
Azmini dergâh ede, ol ulu sultan olur
Nakşî âşık sana, aşk haberin ver bana
Menkıbe-i evliyâ reşk-i gülistân olur

maksadı aşıkların

Muzaffer Efendi Hazretlerinin riyâsetindeki bir meşk meclisinde okunmuşdur.

Nutuk : Ahmed Kuddûsî Hazretleri
Beste : Belirsiz
Makam : Hicaz
Usul : Sofyan

Ey rahmeti bol pâdişâh
Cürmüm ile geldim sana
Ben eyledim hadsiz günâh
Cürmüm ile geldim sana

Hadden tecâvüz eyledim
Deryâ-yı zenbi boyladım
Ma'lûm sana ki neyledim
Cürmüm ile geldim sana

Senden utanmayup hemân
Ettim hatâ gizli ayân
Urma yüzüme el-emân
Cürmüm ile geldim sana

Aslım çü bi katre menî
Halk eyledin andan beni
Aslım denî fer'im denî
Cürmüm ile geldim sana

Hiç sana kulluk etmedim
Rah-ı rızâna gitmedim
Hem buyruğunu tutmadım
Cürmüm ile geldim sana

Adın senin Gaffâr iken
Ayb örtücü Settâr iken
Kime gidem sen vâr iken
Cürmüm ile geldim sana

Gerçi kesel fısk u fücûr
Ayb-ı-zelel çok hem kusûr
Lâkin senin adın Gafûr
Cürmüm ile geldim sana

Zenbim ile doldu cihân
Sana ayân zâhir nihân
Ey lutfu bî-had Müste'ân
Cürmüm ile geldim sana

Bin kerre bin ol pâdişâh
Etsem dahî böyle günâh
Lâ-taknetû yeter penâh
Cürmüm ile geldim sana

İsyânda Kuddûsî şedîd
Kullukda bir battal pelîd
Der kesmeyip senden ümîd
Cürmüm ile geldim sana

Mesk-US-1984-04-16

Ey Rahmeti Bol Pâdişâh - Hicaz ilahi

Nazar-Yahya Kemal /seslendiren İsmet Özel

Edip Cansever-Boşversene Sen, Yorum: Eser Gökay

Efendi Hazretlerinin bu beyânâtını yazı diline çevirerek şurada yayınladık :
https://defter-i-ussak.blogspot.com/2019/11/allahdan-sonra-en-buyuk-varlik-muhammed-mustafadir.html

Allah'dan Sonra En Büyük Varlık Muhammed Mustafâ'dır

"sana bir sürü kapıdan geçip geliyorum. sana bir sürü merdiveni çıkıp geliyorum. sana bütün yolları sağa sola bakmadan geçerek geliyorum. sana, senin eşiğini bir türlü aşamadan geliyorum. sana senin kapını bir türlü açtıramadan geliyorum. sen ev değilsin, geliyorum. pencere değilsin, nefes almaya geliyorum. ışıkların kapalı, karanlıktan korka korka geliyorum. aşamadığım duvarı öpe öpe geliyorum. ben senin evin olamam ama rüyamda hep sana geliyorum. diyorum ki; bu rüya, bak diyorum birazdan bitecek, sağ elini saçında görüyorum sana geliyorum. sana kaybetmek için girdiğim o savaştan geliyorum. bu kez sen de silahsızmışsın. bunlar benim bahanelerim imiş ama hep ateşkes sanıyorum. sana, seni kahraman sandığım günlerle geliyorum. İçeridesin biliyorum. dışarıdayım, bil diye geliyorum. kar yağacakmış güzel haberlerle geliyorum. açsan da açmasan da geliyorum. ne güzelmiş merdivenler, ne güzelmiş kapıların, ne güzel duvarlar ne sağlam. hiç girmemişim ama dünyanın en güneşli salonudur kalbin. oraya saksılar koyalım yazık olmasın diye geliyorum."

yazı: anonim

sığındım cenab-ı rabb-ül âleme

ömer faruk

Related tracks