Geri Döndürmez düet Paradoks (2010)

Verse I:

Kurganın tütsü kokar.
Yaz ortasında nahiyemde kuşlar lirik uçar
Kötü başlamıştı, zaten hep kötü başlar
Yiğit duldasında zor zamanda ancak yiğit saklar.
Günün geçer gider, başak başlarında batar güneş
düşünmeden, uysal bir köpekte kanar
Kadın müşkülpesent ve düstur da ondan yana
Vakit geçirmeden gökyüzünden bahset bana
... ya da Üvercinka, düşündüm de hepsi yalan
Eşref vaktinden nedamettir yalnız bana kalan
Yıldız göz kırpar, kedi düşlerinde yarka
Göğüs kafesimden lokomotifler muntazaman kalkar
Adımladığın sokak başında karanfiller patlar
Yarın artığı yarım ceketin iç cebinde saklar
Kanı aktığı çukurda bırak ve bahsini açma
Hüzün pejmurde bir akşamüzerinden kalma

Verse II:

Gezegen kırık aksanıyla torbalar
Sıla şafakta seyredilmez bir sigara yakmadan
Düş değeri kazanıyor cereyanda anılar
Külleriyle oyalanan vernik kokan yastığında
Camı açıp baktığında atmosfer yetimdir
Yıldızlar ense kökümüzden el verir yarına
Kısık gözle bakıp sonsuza
Yelkovanı şaşırtmalı miadımız dolmadan
Kangrenli parmak duvarınla aynı renk
Mağmanın ayrıştığı bir gecede zihnimi
Pejmurde atların penahında bıraktım
Yol almamıştı henüz, kapaklandı her biri
Sokağa adım at da sırtı dönme otağa
Ayak tabanlarım bozkırlarda dipdiri
Bilinç altına kat çıkılmamıştır hâlâ
Seher vakti nağmelenen çınarların mevsimi


Yarka (Produced by Kirli '92)(2014)

Doğmamış bebeğe don biçilir mi bilmem ama
Bu kuzenden armağan on altı bar
Merhaba Pars... Yarıldı arş ama düşen yağmur değil aşk
Yere bas: Ankara/Anıttepe dünyan
Senin deryan bir güzel ana ve yelkene rüzgar dolduran baban

Güneşle kardeş ol, ağaçla sırdaş
Toprağa bağlı kal tamam mı ortak
Şahin bakışına takılsın kuşlar
Gece senfonilere çağırsın kurtlar

Kalpten kalbe bi' yol var, onu ara
Oku, yaz: Merakla yaşa
Müşkülden korkma ve adınla dayan
2-0-1-5, Ketum'dan selam


 








Pars (Produced by The Alchemist) (2015)

“Zâlimlere bir gün dedirir kudret-i Mevlâ
 Tallâhi lekad âserakâllahu aleynâ” -Ziyâ Paşa
                                                      

Verse I:

"bir doğ ve bin öl: kan gölü
kan göl
beyhude her söz
günün geçer
günün ruhu neydi beyim?
selamet-i sabra itimaden içinde gör
sözün sonu, sonun sözü
özün yola gelse, dünü şaşır
ağzınla kuş tutup çanağına batır
yalvar ulvi zatına, yakar satır satır
maneviyat suikastinde maznun ise akıl
gözün üstünde kaş var: cinayete kasıt
kimse dinlemezse ötekini felaketi yakın bulan
her akl-ı evvelden birkaç metre uzak
tefekküre daldım ben, gözlerimde duman"
diye gelen telgraftan kaldırdığım zaman başım
infilaka meyleden serseri bir mayın gibi korkunçtu
ve kalbim durmuştu divan
içimden tek kelime geçiyordu: iman

Nakarat (Satuk Buğra):

kantarlar tartmaz sıklet-i dünyayı
ağladıkça alazlanan kasvet-i kahrın panzehiri sabır
kardeşim sabır ettikçe tedricen aydınlanır yarın

Verse II:

oruçlu doğduğun ölümün
iftar sofrasında gördüğün nimetine hamdeyle Hakk'ın
lisan-ı haline ayn-el yakin yürü
çünkü "her yağmur başka ıslatır" dedi müellif-i Kambur
dedikçe şiddetlendi yağmur
dedikçe hiddetlendi Porsuk
bize kaldı nakl-i hal-i pürmelali şehrin
ahı tutmadıkça camilerin
susmadıkça aksi
koca devran sürünüp de gitti sanki yokmuş gibi gökkubbesi
tekmil son hamlesi okunmadı 
züpteler zatına hoş bakmadı
silinmişti matbu Ziya Paşa beyitleri
amalgamı hafızasız nesillerin, dalalete gark edildi
asar-ı medeniyet katledildi
yani mazi korkunçtu ama kalbim durmuştu divan
içimden tek kelime geçiyordu: iman

***

Ricamızı kırmayıp nakaratta bize eşlik eden Abdülkerim kardeşime, heyecanıyla iştiyakımızı perçinleyen kıymetli kuzenime, kayıtlarımızı alan Kirli '92'ye ve mix&mastering'i gerçekleştiren Mastajam ekibine teşekkür ve selamla.


Telgraf düet Satuk Buğra(Produced by Bor Pro) (2016)

Bu doğaçlamada bahsi geçen kişi ve kurumlar tamamen gerçek dışıdır.

Mertkaan Erdem ve Ketum'dan patır patır ve sinkaflı bir freestyle: "Kulaklıksız Mı?" huzurlarınızda.

Kulaklıksız Mı? düet Mertkaan Erdem (Freestyle)(2017)

Maruz bıraktıklarıyla bizi bir zamanlar dadaizmin serin sularına gömen küçük İskender'e ithafen bir çığlık sadedinde yazıp söylediğimiz naçiz eser: Basık Basıkovski, sizlerle.

Basık Basıkovski (2010)

VERSE I:

Zihni toparlayıp, Ketum, anlatmaya başla 
Tilki kurnaz olur, kurtsa solur bozulmayan kandan 
Susta yolu bulur, usta mağlup ayrılırken maçtan 
Aylak adam bata-çıka yontulmuştur aşktan

Gülün solup; dünün, koru zerkedince kafesine 
Göğsünün 
Ses tellerinde kördüğüm 
İsminde çiçeklerin morardığı bir perşembe,
Öldüğüm 
Kalbi olana yalnız hüzün

Birdik, başkasına ait şimdi hangimiz? 
Kim bağışlar ki kir tutan elleri 
Yaş yirmi... 
Bataklığa koşan saç köklerinde tan vakti zemheri

Yağmur yağdığında toprak kokmayan bi' şehrin 
Dibindedir içlenmek zanaatının ehli 
Unutulmaz bi' terk-i diyar için temrin 
Yapılan şafak vakti anksiyete geldi


NAKARAT:
 
Yerküre mütemadiyen döner
Ve yok içinde eyyam gören
Gündönümden aparılmış hüzün
Bir töre gibi can çekişirken

O hasır iskemleli kahve
Şimdi zifire çalar düşü ah be
Çok şeyin adı küçük yazıldı
Sen günün birinde çıkıp gelirsin diye


VERSE II:

Beni dünde bırak, bugün zaten ölüyüm. 
Dudak büken aşktır benimki, 
Âmanın gözlerinin çözüldüğü. 
Kırık bi' pencereye yaslanıp, 
Toprak altına gömüldüğüm... 
Kerbela. Sicim sicim döküldün kanımdan

Çivilenmiş alnımın göğsüne bedbahtlık 
Nedir bu işin simyası, içimde tonlarcası 
Yoluna baş koymak vacip de yolum hep mezarlık 
Zaman denilen elim kaza üzerine ihtisasım

Sefaretin de çoktan çöktü gitti içimde. 
Sefaletle yaşayan çocuk göçtü gitti içimden. 
Fazla geldi bana nesnellik, kurtulamadım urdan. 
Hayal damarlarımdan biri kopmuş, diğeri cebimde urgan.

Su alan takamı yutan tefekkür denizi, 
Boğsun ikimizi. 
Bitsin şu oyun, 
Gitsin pişekar. 
Ya da ne bileyim gönlümde sancak devirsin azınlıklar. 
Çünkü ben kurtulamıyorum, tenin etime kazındıkça.

Mixing & Mastering: Hoccetü'l Hak

Mütemadiyen düet Mertkaan Erdem, Kerim (Produced by Bor Pro) (2012)

Nefes al, nefes ver; ketum kal, heveslen.
Vernik kokan odanda altı ay güne merhaba
Toz basiret bağla; koz kullan, aklan
Sabah olmadan makyajı dağılan bir karım var yanımda,
geçip gideceğim habersiz yanından
Lal, gül, döl ve damarımda akan toprak
Düsturuyla aksi adamın kan kokan evinde
Kopuyorum hırsızın dört parmaklı elinden

Gelme, sevgilim şiirler açar perde
Ahh... Selam beyim, kelâm benim
Bak, İkinci Yeni: prematüre çocuk bilinci gibi
Paraşütleniyordu saçların sanki antik şehirde

İki yatak, dört duvar, üstü tortu korkular
Bataklık! Saç köklerim zifiri karanlık.
Bir gülü olmamanın biyolojisinden sor bana:
Yelkovan sabaha koşarken, neden bu karmaşa?

----

Es... Deri kokan günler henüz hatrımda
Üç ay boyu tan vaktine tanık ol, sabahla
Bir mıknatıs tutkusunda ufuk
Gökyüzünde bulut geçmişe folklör katıyordu belki de

Dilimden, mısralar düşürüyoruz durmadan
İstem dışı dahil edilmişiz sanki kumpasa
Hangi elime baksam ben değilim, nerdeyim?
Zihnimin ucu sol kolum, gün dönümü farazi

Haydi sık dişini, kıs gözünü yarına
Müptezel, köşeye geç ve bekle sen
Islak bir yaz sabahı gözümün önünden akıyordu
Adam gidiyordu kelam etmeden

Kadın hıçkırıyordu yüzünü elleriyle kapatıp
Fondötenli çehreyi tırnaklarıyla kanatıp
Bakınız, adamın sanatı: kendini suçtan aklamak
Kadın mağdur, mağrur hüznün kuşları...

Mixing & Mastering: Tahribat

Farazi (Produced by Feodal Batiskaf) (2010)

Verse I

bembeyaz bir kağıt lekelensin şimdi
günlerdir beynimde döner aynı eskiz
ortasında gecenin canım açken uyandım
dilimden düşen hecelerse yalnız günahtı

lütfen anla: zihnim peyda küften
küfret, soluk almak bana sade külfet
firarın kolunda hasıl olan yaraydı
boğulacaktı kelimeler taşıdığın güçten

efsundan parçalandım mâl etme, lütfet
ketumdan değilse de: seviyorum merkez
surlarında dürtü himayesinde adamlar
hiçbirinin gözlerine bakmadığı gerçek

mısralarımız çarpışmıyor dahi havada
inkar etsek de tapıyoruz işte yalana
gözlerime değ ve hikayeni anlat
bir parça kan saç köklerime Damlar

Verse II

gözlerimi kırpamıyorum sözünden sonra
kaküllerin belki canıma üç yonga
ses tellerim alnın ayazında karışmış
uykunun sol yanımda ağırlığı tonla

temmuzda günbatımı bakışınla kesikti
zihnimin duvarları varlığınla esrik
epilepsi dudaklarımda köpürdü
sanki öldüğümde tanrı biraz büyüdü

odama çöktü içtiğimiz çayın kokusu
göğsün: aşkı inkar edenler yokuşu
hislerini hep bent berisinde tutsan da
ruhun tutsak olmaktan artık yoruldu

karşılıklı ketumiyet dağ evinde 
kahve lekeli satırlar hâlâ ceket cebimde
bıraktığın atkıdan sökük mavi bileklik
genişliyor boynumun çevresinde

Burçak(2010)

Verse I

Anlat sözü yormadan
Şehrin tozlu gri gömleği ve kornalarla örselenmiş ülfetimde sonbahar
Bu serin senfoni rüzgarın ve zihnimde giyotine davet eden muhayyel Kafkalar
Çekiversem cartayı ağır gelmez
Abamın altında var Cüneyt
ve baltayı as putun ta boynuna
Ağırlaşan kafanın içine infilakı çağırmadan rücu et de aslına
Hal-i pür melalini galaksinin yok ki takan
Eyyamcılar her tarafta caka satar
Sakilerin toprak örtmüş üstlerini, kürek sesleri
Yaka paça atılmadan şerefinle terk et
Kendinden menkul değerinden herkes şüphecidir merkez
Burası Bomonti: Meko, Haylar, Ali
Varsa daha iyisi hadi gelsin hadi

Nakarat x2

Ellerine yakışmıyor benim paslı ahım
Günahım kalmıştı bi almadığın
Olaylar sandığın gibi gelişmiyor
Duygusal değil kızgınım yine de fark etmiyor

Verse II

10 milyon farklı ses lan
10 milyonu da farklı
Kafamın içinde çınlıyor, kafama kakıyor
Fazla gelmesin taptığım varlığı
Bu kafa basiretsiz bir insana haddinden fazla değer sayıyor

Yetmiyor açıklamaya  kelime haznem
Üstelik en iyi yeteneğim kelime dizginlemekken
Nasıl çözeceğiz şimdi bu durumu?
İçimden bir şekilde atmalıyım çürümüş bu kurumu

Kötü haberlerim var sana içeriden
Cephanem de bitti benim, fikirlerim de
Ve alışamıyorum boktan ihanetine
Vicdanım prangam olmuşken;
Yine de pop dayatması, cahiliye devri aklı
Yapabildiği tek çıkarım "ben haklıyım"
Bastırılmış duyguların patlarken anlarsın
Bahsettiğin şey anlattığım değil; senin anladığın
Yani safsatan sende kalsın

Nakarat x2

Ellerine yakışmıyor benim paslı ahım
Günahım kalmıştı bi almadığın
Olaylar sandığın gibi gelişmiyor
Duygusal değil kızgınım yine de fark etmiyor

Verse III

Gecedir nehrim benim
Geceler aydınlatıverir onca hatırayı: Hepsi derin
Hepsi, derim, gerçek miydi
Hepsi zehir zemberek miydi ki 8 aydır daim medcezir
Bilirim kalptir o en büyük fakih
Meselesiz güruh için hepsi de basit
Şekillerden ibaret hayali: malayanidir
Gerçeği hakikatten ayıran bir ben miyim söyle
Senin benliğin köhne eyyamgüdenler peşinde, heyhat
Giderler peşinden katran siyahı yüzünde
Sabrı, sabatı benimle bırak; enfüsi bugün ve kurak
Melodi, ritim ve durak
Sonumuz bir meveradır, hatırla
Biraz da yalnız dolaşırım sokaklarda
Söylesene kimin umurunda
Onca seneden nedir geriye kalan diye sorma
Yok cevabı çünkü hepsi talan 


Nakarat x2

Ellerine yakışmıyor benim paslı ahım
Günahım kalmıştı bi almadığın
Olaylar sandığın gibi gelişmiyor
Duygusal değil kızgınım yine de fark etmiyor

Kafkaesk düet Mertkaan Erdem (Prod. by Dj Low Cut) (2017)

"Ağlamanın kırı sessiz"
Tık nefesle koşmaya kalkarken yitip gitti
"İşte böyle başlamıştı saçlarının isyanı"
Gün döndü, dün battı, hep yaktı yelkovandan ne varsa
Anladın mı? Telaşla dert yanmak istiyorsan 
Kafka'dan oku ya da hüznü biçip yıllar boyu sorma lan
Kan kokan ayasında avucunun tortu var
Nöbetlere annen tanık olur bir de dört duvar

Sesin kalem, esin kitap, mesih fidan kök veren
Odan selim, eşin muğlak, ruh bedenden gitmeden
Anlam eşik aşmadıkça avamdır hep engeben
Kırık kalbin ezasını çeken gece hükmeder

De Ki İşte, Ne Ki Hiç, Uzak ve Yakın zihinde
Ziyan olan Piç gecede Kinyas Kayra benimle
Şapkam Dolu Çiçekle bir esrik ruhtur Göçebe
Ölüler Böyle Sever'di buruk Gülün Gölgesi'nde.

Durup çek yine geçmişe uzan yolda derin hain
Mavi kalem leke sanki,
Ufuk çerçeve bulur gaflet hâli
Henüz vakit varken tazele meyi saki

Bana bak yine yeni güne dal
Son atak niye erildi? Tini dile al
-madan önce bi' düşün ve kiri dibe sal
-lanarak geliyorum, sevgiler, Ketum. 

Mixing & Mastering - Tahribat

Gece Hükmeder (2013)

Süresiz ertelediğim Ceket Cebimde Satırlar projesi yerine, Mertkaan Erdem'le müştereken hazırladığımız albüm güz bitmeden kulaklarınızla buluşacak... Sayıca mahdut keyfiyetçe geniş dinleyici dostlarımıza iftiharla duyurulur.

Ketum

Popular tracks