Son yıllarda Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler kurumlarının zekat/sadaka/vakıf faaliyetlerinin başlatılması veya
genişletilmesi ve global zekat fonu kurulması dahil 5 projenin yürütücülüğünü bizatihi yaptım. Bu tür araştırmalar hem
kaynakların nasıl toplanacağını hem nasıl kayyumluk yapılacağını hem de nasıl dağıtılacağını içerir. Bu çalışmaları
yaparken her üç yönüyle kurumsal örnekler kapsamında dünya örneklerini inceledim. Uluslararası ekipler kurup
mülakatlar yapıp raporlarını inceledim.
Akademik nitelikli bu araştırmalarımdan elde ettiğim sonuç Türkiye’nin, sivil toplum örgütü anlamında dünyadaki en
başarılı örneklere sahip olduğunu gösterdi.
Kamu nitelikli ya da uluslarüstü organizasyonlar seviyesindeki yapılar kadar derinlikli ve örgütlü yapılar var Türkiye’de.
Sadece işin operasyonuyla değil, düşünsel boyutuyla da dünyaya söz söyleyebilecek durumda kurumlarımız var. İHH,
Diyanet Vakfı, Cansuyu, yurtdışı dernek ve vakıflarımız, aile vakıflarımız ve diğer onlarcasından her biri fevkalade
farkında, örgütlü ve sağlam yapılar. Hiçbirini diğerinden ayırmadan söylüyorum. Yüzü aşan ülkede faaliyet gösterebilecek
kabiliyetleri var. Dünyanın en önemli insani yardım kurumlarıyla işbirliği yapabilecek kapasiteleri var. Bugüne kadar
Myanmar’dan Haiti’ye nerede ihtiyaç olsa gittiler.
Milyarlarca liralık kaynağa halel getirmeden yurtiçindeki çalışmalarına ilaveten Türkiye’nin adını dünyanın en ihtiyaç
sahibi yerlerine kadar ulaştırdılar. Bunlar Türkiye’nin iyi zamanlardaki işleri. Ama iş değişip yurtiçinde ihtiyaçlar büyüyünce
tüm güçlerini ve enerjilerini konsantre edip tek tek asla altından kalkamayacağımız işleri yapıyorlar. İçimize su serpiyorlar.
Arkalarındaki yüzlerce, milyonlarca kahramanla hem yaraları sarıp hem herkesin gönlüne şifa olmaya çalışıyorlar.
Bunların yapılması elbet arkada sivil toplumun kendi desteğiyle mümkün oluyor. Türkiye uluslararası yardımların
gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı bakımından birinci ülke. Devlet olarak da toplum olarak da çok etkin...
İnsanımız cömert, içten, sorumluluk sahibi, krizler karşısında mücadele etmeyi seçen bir karakteri haiz. Başka hiçbir
millete nasip olmayacak kadar çok hem de.
Rohingya’lar gibi çok çok zor durumda olan topluluklar dahi bugün karınca kararınca yardım toplayıp göndermeye
çalışıyorsa bu milletin kadirşinaslığına mukabele etmek içindir.
Herkes biliyor ki kimse maske bulamazken Türkiye vardı, dünya buğdaysız kalmışken Türkiye vardı, Pakistan’da sel,
İşkodra’da deprem, Açe’de tsunami, İdlib’de yokluk varken de Türkiye vardı. Başka bütün ihtiyaç alanlarında da Türkiye
vardı. Kardeşin kardeşe borcu yoktur diyerek her yere yetişmeye çalıştı.
Bunları sivil toplumuyla yaptı. Bugün millet, Kahramanmaraş ve çevresinde bizatihi enkaza tünel açıp giriyor,
afetzedeler için çadırlar kuruyor, gıda, ısınma ve diğer ne ihtiyaç varsa onları karşılıyor. Sivil toplum örgütleri ve onları
organize eden kendi devleti eliyle bunu yapıyor. Urfa’nın şanını, Antep’in gazasını, Maraş’ın kahramanlığını yerde
bırakmıyor. Afetten etkilenen tüm diğer vilayetlerimizde olduğu gibi...

Yusuf Dinç - STK’larımız rekabete  koşulamaz

Beşiktaş, Sergen Yalçın ile şampiyon olduktan sonra bir imza krizi yaşadı. Sergen Yalçın “Çok yorgunum, çalışmayı
düşünmüyorum” dedi. O Haziran ayını hatırlayalım. Neredeyse 1 ay süren kriz oluştu. İşte o dönemden beri Beşiktaş’ta futbol kötü
yönetiliyor. Sergen Yalçın’ın ikinci dönemi dahil teknik direktörler konusunda yapılan hatalar, kurulan kadrolar ve sportif
başarısızlıklar... Beşiktaş geçen sene sıralamadan dolayı Avrupa kupalarına katılamadı. Bu sene de bu risk kenarda duruyor. Öyle
olmaz. Beşiktaş gibi büyük bir cüsse, sıralamadan dolayı iki sene üst üste Avrupa kupalarına katılmamayı kaldırmaz. Bunu kimse
kimseye anlatamaz. Öyle bir durumda Beşiktaş’ta ciddi değişimler de kaçınılmaz olur.
Yazıya neden böyle keskin girdim; çünkü büyük takımların hedefsiz kalması, geriye kalan haftaları çekilmez hale getirir. Öyle
ki iç sahada, taraftarınız önünde futbol oynayamaz hale gelirsiniz. Ligdeki görüntü (büyük sürprizler yaşanmazsa) yarışın artık
ikiliye döneceği şeklinde. Beşiktaş ile Galatasaray arasındaki fark 14 puan. Şampiyonluktan söz etmek bu şartlarda gerçekçi değil.
Bu haldeyken ara transferde takımda köklü

Ergin Aslan - Avrupa kupaları olmazsa olmaz

Tuncay Dilekci Senden Adam Olmaz ( DjKarma  Remix 2024 )

Sosyal medyanın en güçlü haber mecrası Yeni Şafak.
Yeni Şafak Gazetesi olarak yayın hayatına başladığımız ilk günden itibaren ülkemizde demokrasinin tüm kurumları ile yerleşmesi, milli irade ve değerlerimizin hâkim olması için tüm gücümüzle çalıştık. Bu ülkenin geleceğinin derin sularda boğulup gitmemesi için çaba sarf ettik. Fırtınalı günlerde sığınılacak bir liman olduk. Bugüne kadar ülkemize yapmış olduğumuz katkıyı bundan sonra da okurlarımızın desteği ile sürdürmeye devam edeceğiz. Her gün Yeni Şafak’la yeni bir umut olacak.

New tracks tagged #olmaz